Çocuklarda Kilometre Taşları: Bağımsızlık Geliştirme

Çocuğunuzun ilk doğum gününden sonra, diğerlerine bağımlı bir yenidoğandan duruma hakim, yeni yürümeye başlayan bir çocuğa doğru geçişe tanık olacaktır. İşte kendi kendine bakmaya hazır olduğuna dair bazı işaretler:

1. Dönüm Noktası: Kendi kendine yemek yeme

15 yaşına geldiğinde kaşık kullanmakla ilgilenebilir ve hatta onu beslerken kaşığı tutabilir. 18 aylık olduğunda ise kaşığı oldukça iyi kavramayı (ve yemeğin çoğunu ağzına sokabilmeyi) başarabilecektir. Elinizin altında pek çok kâğıt havlu bulunsun – ortalık kirlenmek üzere!

Nasıl yardımcı olabilirsiniz

Dişetlerini incitmemesi için kauçuk uçlu kaşıklar kullanın. Mama sandalyesinden yere defalarca düşmesine rağmen kırılmayacak malzemeler kullanın.

2. Dönüm Noktası: İlk adımlarını atma

Çoğu çocuk ilk adımlarını ilk doğum günleri civarında atar. Çocuğunuzun hazır olduğuna dair işaretlere, etrafta yuvarlanma, ortalığı keşfetme ve merdivenleri kullanarak merdivenleri çıkma dahildir.

Nasıl yardımcı olabilirsiniz

Bebeğinizin erken yaştan itibaren yeterince göbek üstü zamanı geçirdiğinden emin olun. Yürümek için güçlü sırt kasları gerekir, bu kaslar, bebek göbeğinin üzerinde yatarak başını kaldırdığında gelişmeye başlayacaktır.

3. Dönüm Noktası: Dişlerini fırçalama

Diş fırçalama işini altı veya yedi yaşına dek kendi halledebilecek koordinasyona sahip olamasa da denemek isterse pratik yapmasına izin verebilirsiniz.

Nasıl yardımcı olabilirsiniz

Çoğu diş doktoru, ebeveynlerin çocuklarının dişlerini kendi kendine fırçalamasına izin vermesini ve sonra kendilerinin derinlemesine bir temizlik gerçekleştirmesini tavsiye ederler.

Çocuğunuzun daha bağımsız olmaya başlamasını izlemek büyüleyici olsa da, önemli dönüm noktalarına kendi temposuna göre ulaşmasına izin vermek önemlidir. Ya sizin işiniz? Destek sağlayın ve işi nasıl yapması gerektiğini gösterin.

Elmalı turta, lezzetli barbeküler ve sıcak bir yaz gecesi patlatılan havai fişekler - 4 Temmuz dediğimizde aklımıza bunlar gelir. Bu Bağımsızlık Günü’nde bu nostaljik anılardan yola çıkarak öğrendiklerimizi günlük ebeveynlik uygulamalarımıza dahil etmemiz mümkün.

Bu gün, çocuklarımıza bağımsızlıklarını hediye edebilmenin yollarına dürüst bir bakış atabilmemiz için de iyi bir fırsat.

Birlikte çalıştığım ebeveynlere, aşağıdaki özellikleri çocuklarına bilerek öğretip öğretmeyeceklerini sorarım:

  • Özgüven eksikliği

  • Kaygı

  • Kendinden şüphe etme

Cevap, sizin de bekleyebileceğiniz gibi, daima ‘hayır’ olur. Bu özellikleri çocuğuna yansıtmayı kimse seçmez. Ancak en iyi niyetlerimizden bazılarının beklenmeyen sonuçları, yaşları daha büyük çocukların her gün bu üç sorunla boğuşmalarına yol açar. Güven, özgüven ve bağımsızlık duygularını içselleştirmelerine yardımcı olmak için yapabileceğimiz bazı belirli şeyler ve üzerinde düşünebileceğimiz bazı fikirler mevcuttur.

1. Kendini güvende hissetmenin iki kaynağı vardır: ebeveynlerine güvenmek ve kendine güvenmek.

Bebeklerimizin güven duygusunun %100 her an her gün onlarla ilgilenilmesinden doğduğu konusunda yanlış bir düşünceye kapılmak kolaydır. Gerçekte, çocuklarımıza, kucaklarımızda olduğu kadar yerde de güvende ve emin ellerde olduklarını öğretmek önemlidir. Zamanımızın daha büyük bir bölümünü çocuklarımızın her huzursuz anında onları kucağımızda tutmak ve hemen onlarla ilgilenmek için harcadığımızda, şu hissi yanlışlıkla pekiştiririz: Sadece anne veya babamın kollarında olduğum zaman güvende ve emniyetteyim. Evet, onları daima güvende tutmak istediğimiz ortada; ama aynı zamanda bizden bağımsız olmalarını da isteriz.

2. Bebeklere uzaktan güvenlik ve emniyet duygusu aşılayın.

Bebeğinizin ihtiyaçlarının tamamının karşılandığını biliyorsanız, oyun zamanında bağımsız olmasına izin verebilirsiniz. Bu, karın üzeri aktivite zamanı, oturma zamanı veya emekleme zamanı gibi şeyler olabilir. Bebeğinizi bıraktığınız yer bebek güvenliği önlemleri alınmışsa, birkaç dakika uzaklaşabilir ve yalnız oynamasına izin verebilirsiniz. Odadan bir iki dakika boyunca çıkın ve ardından geri gelin. Gülümseyin ve bebeğinizle coşkulu bir şekilde konuşun. Gülümseyerek geri döndüğünüzde, yüz ifadeniz ve ses tonunuz onlara "bak, iyisin ve senin için her zaman geri döneceğim!" mesajını verir.

3. Yeni yürümeye başlayan çocuklara uzaktan güvenlik ve emniyet duygusu aşılayın.

Yeni yürümeye başlayan çocukluk döneminde bağımsızlık duygusunu öğretmek, çocuklarınızın tırmanacağını, koşacağını, düşeceğini, çarpacağını ve keşfedeceğini kabul etmek anlamına gelir. Bu, bazı ebeveynlerin onların üzerine sürekli olarak düşmek, onları korumak ve onlar için şeyler yapmak istemesine neden olur. Üzerlerine düşmek yerine, makul bir şekilde olmak şartıyla düşmelerine izin vermek en iyisi. Sakince, tepkinizi rahatlatıcı bir gülümsemeyle gösterin. Yüzümüzde panik ifadesiyle yanlarına koştuğumuzda, onlara tehlikede oldukları mesajını veririz. Sakince, rahatlatıcı bir gülümsemeyle tepki verdiğimizde ise onlara “İyi olduğunu biliyorum. Haydi, tekrar deneyelim,” demiş olursunuz.

4. Bırakın kendileri başarsınlar.

Çocuğunuzun yaşı ne olursa olsun, eğer kendi başına bir şey yapabilecek durumdaysa, yapması biraz daha uzun sürüyorsa bile sabırlı olun ve kendiniz yapmak yerine onları teşvik edin. Tabi bu tür şeyler için daima zaman olmayabilir. Bazen, kapıdan çıkmak için acele ediyor olabilirsiniz. Fakat aceleniz olmadığı zamanlarda, oyun zamanının bir parçası olarak yeni becerileri modelleme ve uygulamaya zaman ayırmayı unutmayın.

5. Güç ve kontrol izlenimi yaratın.

Çocuğunuza geçireceği gün konusunda karar verme gücünü tam anlamıyla teslim etmek, daima ters tepecektir. Bu, çocuğunuza bağımsızlık duygusunu öğretmek değil, evde dizginleri eline almasına izin vermektir. Bunun yerine, onların önemli kararlar olduğu izlenimini veren seçimler yapmasına izin vererek kontrol hissi yaratın. Onlara daima sizin için uygun olan iki seçenek arasında seçim yapma fırsatı verin. Örneğin, “Banyo suyun köpüklü mü olsun yoksa köpüksüz mü?” Çocuğunuz bu durumda banyo yapıp yapmayacağına karar vermiyor; banyo esnasında olabilecekler konusunda kendisine biraz özgürlük tanındığını hissediyor.

6. Bağımsız seçimler için çocuğunuzun güvenliğini sağlayın ve fırsatlar yaratın.

Evi çocuk için güvenli hale getirmediğiniz için çocuğunuzun evde incineceği konusunda sürekli endişelenirseniz, bu durum çocuğunuzu bağımsız olarak düşünme ve davranma becerisini etkileyecektir. Çevrenizin güvenli olduğunu bildiğinizde, artık endişeyle çocuğunuzun etrafında dolaşmanıza gerek kalmadığı için güvenli bir şekilde keşfetmelerine izin vermek sizi özgürleştirir. Bu güvenli ortamda, çocuğunuzun favori aktivitelerinden bazılarını kolayca ulaşabilecekleri yerlerde bırakabilirsiniz. Mesela puzzle’lar, bloklar ve yumuşak oyuncaklar, yerde bırakılabilecek şeylerdir. Mutfakta, çocuğunuzun mutfak eşyalarının durduğu bir dolabı kilitlemeden bırakabilirsiniz. Atıştırmalık veya yemek zamanı geldiğinde, hangi tabak veya bardağı kullanacaklarını seçebilir ve yardım olmadan alabilirler.

7. Buna çocuğunuzun bakış açısından bakın.

Vücudumun fiziksel kapasitesini ve sınırlarına güvenmeyi keşfederek öğreniyorum; üzerime fazla düşüldüğü için değil. Ebeveynlerim düşmeme izin verdiği için yerçekimini öğreniyorum. Ebeveynlerim aşırı tepki göstermek yerine gülümseyerek bana düşmenin o kadar da kötü bir şey olmadığını öğretiyor. Ebeveynlerimin korkuyla hayır demeden veya yapmak istediklerimi benim yerime yapmadan beni cesaretlendirmesiyle yeni bir şey denemenin güvenli olduğumu öğreniyorum, Ebeveynlerim kendi kendimi eğlendirmeme izin verince, yalnızken de güvende olduğumu anlıyorum. Böylece ebeveynlerim hem yanımdayken, hem de değilken güvende olduğumu/sevildiğimi/emniyette olduğumu öğreniyorum.

8. Siz yanlarında değilken güvende ve emniyette hissetmemeleri durumunda çocuğunuza bağımsızlık hissini öğretmek zorlaşır.

İşin kısası, kişisel güvenlik hissi, ebeveynlerin doğrudan güvenliği sağlamasıyla elde edilmez. Kişisel güvenlik ve emniyet hissi, ebeveynlerin çocuklarına kendilerine güvenmelerini öğretmeleriyle aşılanır. Yanlarında siz varken de, yokken de güvende hissettiklerinde, miniğinizin keşfetmeye hazır, meraklı ve özgüvenli ruhunun farkına varacaksınız.

9. Kimin için ebeveynlik yapıyorsunuz?

Ebeveynlik motivasyonunuzu incelemeye zaman ayırın. Çocuklarımızın üstüne fazla düştüğümüzde ve onları aşırı koruduğumuzda, bunu gerçekten güvenliklerinden endişe duyduğumuz için mi yapıyoruz? Veya aslında diğer ebeveynlerin söyleyeceklerinden mi çekiniyoruz? Sık sık, şu tür yanlış bir inancı içimizde barındırırız: “Çocuğum konusunda aşırı dikkatli ve daima endişeli görünmezsem kötü bir ebeveyn olduğum düşünülecek.” Birlikte çalıştığım ebeveynlerin tümüne bu ifadenin tanıdık gelip gelmediğini sorarım. Bu yanlış inançtan vazgeçmek, ebeveynlerin, dizginleri gevşetmek ve huzursuzluk yerine bağımsızlık hissi yaratmak için kendilerini güçlü hissetmelerine yardımcı olacaktır.

Çerez Onayı